Muhteşem Yüzyıl'da ihanet edenler

Muhteşem Yüzyıl'da ihanet edenler
Rahmetli babam hep “ Oğlum yaptığın işi ilk önce sen beğeneceksin, sen beğeneceksin ki başkası da yaptığın işi beğensin, bak bu iş güzel olmuş desin, seni de takdir etsin ” derdi.

Şimdi reklamlar da izledim de!!

Hiç bir tarihçinin de beğenmediği hararetli tartışmalara sebep olan oldukça geniş bütçeli olduğu söylenen benim de her hafta kaçırmadan izlediğim TV de reyting rekoru kıran Muhteşem Yüzyıl başka bir kanala transfer olmuş.

!!..

Hayırlısı olsun diyelim ne diyelim.

Ancak

39 bölümdür eleştiri yağmuruna tutulan bu dizi daha başlarken bölümlerin de The Tudors dizisinden esinlenerek senaryosunun yazıldığı söylendiğin de ilk önce ben de inanmamıştım.

Üşenmedim.

Oturup The Tudors u netten bölüm, bölüm ayrıntılı bir biçimde izledim.

Adamlar,

Kanuni ile aynı yüzyıl için de yaşayan İngiliz kralı 8. HENRY nin Fransa- Almanya – İspanya-  Vatikan dörtgenin de tipik İngiliz diplomasisini ayrıntılı bir şekil de hakkaten güzel işlemişler.

Lakin,

Saray içinde yaşanan şehvet, erotizm, ihanet ve entrikalar?

Ohoo.. Senaristler burada tam “ Kral isterse her şeyi alır “ mantığı çalıştırmışlar.

Kilisenin ( ! ) onayladığı 5 kadın dan 1 ini sürgüne gönderen 3 ünü telef eden şimendifer kral ları 8. HENRY e ait sarayın diğer odalarına tren rayları döşeyip laydileri, düşesleri, hizmetçileri ve uşakları kral a ara istasyon haline getirmişler.

Neyse, detaylarını anlatmaya değmez.

Sonuç ta bakıldığın da bizim Muhteşem Yuzyıl senaristi hanfendi ve ekibi kesinlikle ve kesinlikle The Tudors u izleyip sonra da Topkapı sarayın da sadece has oda- harem- hamam- has bahçe arşivine girip birkaç satır okuduktan sonra bizim sarayın odalarına da zaman için de “ Maaaşallaaaaah” tren raylarını döşemişler..

Ben ne tarihçiyim ne de sinema eleştirmeni amma izleyici olarak “ bu kadar da olmaz ki kardeşim “ diyorum.

!!..

Eleştiriyorum.

Her ne kadar  eleştirenlere “ Bu dizi deki olay ve karakterler tarihten ilham alınarak kurgulanmıştır” deseniz bile  tarih verip olayın kahramanlarının isimlerini, mekanlarının aynısını kullanıyorsunuz.

!!..

46 yıl iktidar da kalıp ta sadece 2 yılını saray da geçirmiş olan babası 1 Selim den 6.557.000 km2 aldığı toprakları 14.893.000 km2'ye çıkarıp 3 kıtaya sığmayan koca imparatorluk haline getiren, adalet düşkünü, rehberi kuran olan inançlı bir Osmanlı sultanının hayatını gösteren 35 bölümünün için de aynı kuşların hep aynı yöne uçtuğu Topkapı sarayı sülüeti içinde ki has oda- hamam- harem- has bahçe dörtgenine sıkıştırıp,

Hiç okula gitmemiş, tarih bilgisini sadece izledikleri ve duydukları ile öğrenmeye çalışan dizinin hastası yaşlı teyzem bile aile ortamı için de  dizi yi izlerken altın yol da halvete giden cariyeleri gördükçe “ çükün kopsun Süleyman “ nasıl dedirtirsiniz!

Eleştrirken,

Bu gün bile gizemi ve sadeliğinden dolayı ayrı ücretlendirilerek ( ! ) yol geçen hanına dönmemesi için koruma altına alınan,

Bahsi geçen zaman da çok iyi derece de din, dil, örf, adet eğitimi verilen harem de;

Sizler, görselliği öne çıkarıp saray mensubları ile birlikte çalınan müzikle ( ! ) göbek atan cariyelere, o cariyelere sulanan harem ( ! ) ağalarına, herkesin birbirini öldüresiye kıskandığı daracık koridorlar da yaşanan ölçüsüz gerçek dışı entrikalara, aşırı makyajlı böğrü açık dekoltesi bol kostümlere, 

Hele, hele 15.yy'da estetik ameliyat geçiren sinyor gritti ye ne dememizi bekliyorsunuz?

!!..

Sonra

Yav!! Koca Kanuni ve Osmanlı ordusu Macaristan seferine öylemi çıkmış?

Ne o ??

2 top, 1 deve, 20- 30 yeniçeri üçerli sıra ile Avrupayı cenge mi gidilir?

Hadi figüranınız yok, ticari kaygınız var, anladık.

Bilgisayar da çoğaltma yeteneğiniz de mi yok?

!!..

Ya hazırlıkları yıllar süren gerçek te 6 ayda alınan Rodos!!

Ohoo..

Bodrum dan Akdeniz e bi nefeste daldırıp, çıkarıp, 6 dakika da işi bitirip 2 rekat ta namaz kıldırıp Kanuni yi hemen has odasına Hürrem’ ine yine geri döndürdünüz!!..

Sonra,

Bu dizi de halk nere de, halk?

Ne yer, ne içer, nasıl, nere de yaşar?

Padişahın bir kese ( Özellikle dikkat ettim, herkesin al gülüm ver gülüm ettiği kuşağının için de elden ele dolaşan aynı renk aynı desen ) altın verdiği çocuktan, “ daha yeni geldi bunlaaaar” deyip yine hep aynı renk aynı desen bursa keten bezi satan kumaşçı aynı esnaftan ve mumla evindeki hırsızı yakalamaya çalışan çaşo efendi den başkasını göremedik!!

Şimdi buradan soruyorum?

Allah aşkına hakketen söylermisiniz!! Yaptığınız işi siz beğeniyormusunuz da, bizlere de beğendirmeye çalışıyorsunuz?

!!..

Hadi bakalım..

Şimdi sıra da 1 inci Viyana kuşatması var.

Bekliyoruz!!

MUHTEŞEM YÜZYIL DA YAŞAYANLARA ve bu gün onlarla övünen çocuklarına yine ihanet etmeye devam edecekmisiz?

!!..

Taklitçilikten sıyrılıp işinize kıymet verin gerçekçi olun...

Böyle kopyala- kes- yapıştır la bu işler olmaz.

Olmamalı..

Reyting kaygısı olan senaristler..

Bakınız buradan ( Kanuninin Mohaç taki lafını günümüze güncelleyerek ) sizlere sesleniyorum:))

Nefsinizi öldürüp te senaryo yazın lütfen 

Yoksa izleyici

Reytinginizi düşürerek dizilerinizi canlı, canlı mezara gömecek..

Aha da benden sölemesi

Ehhh.. yani kusura da bakmayın.

Sizi de millet böyle eleştirecek.


Önceki Sayfa

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu gün Haziran'ın on beşi

Artık nerde bir yıldız kaydığını görsem hep gözlerimi kapatırım

Elif dedim Be dedim