Zurnanın son deliği İsrail

Yazan:

Az önce tekrar okudum da:
Ortalama 900 kere görüntülenen 16. 10. 2010 da yazdığım Milenyum çağının kırk haramileri yazımın üzerinden nerdeyse bir yıl geçmiş.
Hımm..
Bi bakalım bölgemiz de hele neler olmuş?
Türkiye geçen 1 yıl zarfın da gerek içer de, gerek dışardaki kenelere karşı etkili ilaçlamayı tamamlamışmı?
Bana sorarsanız:
Ehh.. işte.. Ehh.. derim.
Fakaaat
Mavi Marmara olayı gündeme düştü ve ortalık yine gerildi.
!!..
Biz deki bu eyyamcı basın ve akademisyenlerin ağzına bakarsan
Ohoooooo
Mahvolduk, Mahh..
Neden mi?
Yav baksanıza İsrail le savaş çıkacak diye hepsi telaşlandılar!
Ben..
Benmi?
Ne yalan söyleyeyim
Hallerine bakıp, bakıp gülüyorumJ.
!!..
Kendilerine buradan sesleniyorum..
Ey ahaliii…
Türkiye nin İsrail le savaşması milyon da bir kadar az ihtimal dir.
Rahat olun, rahat.
Nerdenmi biliyorum?
Ben o adamların ciğerini bilirim de ondan:)
Neyse;
( Türkiye de belki de konuyu ilk ben yazıya döküyorum haberiniz ola )
Ve diyorum ki
“ Mavi Marmara olayı Türkiye nin ve taraflarının İsrail e karşı Akdeniz de bilerek hazırladığı 11 Eylül dür.
Siz de diyeceksinizki,
Ne alaka!!
Çünkü.. Ortadoğu da barış ve demokrasi adına lehimize olabilecek tüm gelişmelere karşı bize her zaman muhalefet edecek, çıkar çatışması yaşadığımız zurna nın son deliği İsrail tarafından tarafımıza uygulanan saldırı delilinin hukuksal bir dayanağının elimiz de olması hiç te fena olmaz dimi:)
İşte Mavi Marmara olayının özeti budur, buu..
Gel, gelelim
Türkiye nin asıl ve en önemli meselesi şu an için İsrail değildir.
Dikkat edin..
SURİYE dir. SURİYEE..
Barış ve demokrasi adına Suriye ye yapılacak veya yönetimine dayatılacak bir uygulama da bizlere bölge de kim muhalefet eder, karşı çıkar ve bundan çıkar sağlamaya çalışırsa, ( ki bu İsrail de olsa ) deliğine üflenecektir.
30 yıldır terörle savaşıp hala kuyruğu dik gezen, ekonomisini ayakta tutan, dünyanın ilk yirmisinin içine sokan Türkiye nin ve taraflarının buna gücü vardır.
Tıpkı diğerlerine olduğu gibi zamanı geldiğin de onların da deliğine üflenecek, ülke yönetimindeki bu kırk haramiler gideceklerdir..
Başka alternatif yok.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu gün Haziran'ın on beşi

Yazan:
Resim
Sıcak bir Haziran akşamı.   Günün yoğunluğundan yorulan bedenini birazcık olsun dinlendirmek için sessiz sakin bir yer aradı. Yangın yeri evin salonundan balkona çıplak adımlarla yönelip avuçlarını bütün gün güneşin kızdırdığı sıcak yeşile boyanmış korkuluk demirlerine dayadı. Gökyüzüne baktı. Kehriban rengi gecede sıcak meltem rüzgarları ile batıya doğru hareket eden bulutların arkasında matlaşan dolunayı gözleri ile takip ederek sabırla çıkmasını bekledi. Ayın parlak yüzü ile birlikte gömleğinin ilk üç düğmesini çözerek ellerini yukarı kaldırıp saçlarının arasında parmaklarını gezdirirken gözlerini kıstı ve geçmişe daldı.    Sadece yaşadığı o anı düşündü.    Olduğu yerden yılan gibi kıvrılarak geri döndü. Sırtını balkonun korkuluk demirlere dayayıp, derinden tek nefes alıp mazot kokan rutubetli havayı ciğerlerine çekerek iyice doldurdu. Çektiği ağır sıcak havayı kesik kesik dışarı verirken  “Ahhh karaçamım, köknarım ahh..“  diyerek tüm nefesini boşaltırken gözleri yanıbaşın da köşede
Devamını göster »

Artık nerde bir yıldız kaydığını görsem hep gözlerimi kapatırım

Yazan:
Resim
Gecelerde açık bir havada gökyüzünü seyrederken, çeşitli renk ve parlaklıktaki yıldızların oluşturduğu o inanılmaz ve muhteşem cümbüşün içinden bir yıldızın parlak bir çizgi çizerek kayıp gittiğini muhakkak görmüşsünüzdür. Bu sırada içinizden bir dilek tutup, bu dileğin gerçekleşmesi için de gördüğünüzden kimseye bahsetmemişsinizdir herhalde... Zira, bazı insanlar arasında bir yıldız kaydığında o yıldızın öleceği ve ölmeden önce dilek dileyenin arzusunu yerine getireceği inanışıda çok vardır. Bu tür doğa olaylarını karadenizin yaylalarında çok daha belirgin izlersiniz. Bir keresinde çocukken karanlıkta yürürken ayağım takılıp düşmeyeyim diye elimden sıkıca tutan büyüğüme kayan yıldızı gösterip sorduğumda bana birinin öldüğünü söylemiş ve geçiştirmişti . Sonunda, tamamına yakını düşüşün son anında görülen parlamayı takiben boşlukta yok olup giderler. Ben nedense hiçbir zaman o boşlukta onların yok olmadıklarını bir başka boşlukta hala var olduklarını düşünürüm. O gururlu, disiplinli, ti
Devamını göster »

Elif dedim Be dedim

Yazan:
Resim
Elif: Arapca da ilk harf tir. Düz bir çizgidir. Sayı değeri bir dir. Anlamı: Tanıdık, dost, doğruluk, dürüstlük, dümdüz olan, eğrilmesi kırılması olmayan, ince sade bir sızı, ışık saçan, hatta güzel bir kız, vs. kısacası, Elif demek hayatımızın anlamıdır. Elif in noktasi üstüne yatık 9 gibi olan "ötüre" ile yapilir ki, bu mesar!!.. gibidir. Veya Elif in yanina bi nokta konursa bunun okumasi: " Ahhh" diye olur. Be: Arapça da ikinci harftir. Bir tek Nokta dır. Sayı değeri iki dir. Anlamı: Ahad`dır!!.. Delildir. İspattır. Yaşam kaynağıdır. Kur'ân, Besmele`nin başı “B” ile “B”nin altındaki Nokta'dan başlar. Çok ilginçtir!!.. “B”deki Nokta`nın yukarıya doğru uzamışı da "Elif" dir!!.. Elif, nereden gelir?? Nokta' dan!!.. Bir şekil çizmek istediğiniz zaman nokta ile başlarsınız. Önce, nokta oluşur. Sonra noktayı yukarıya yada aşağıya doğru uzatırsınız. Noktalar sıralanır ve şekilden farklı bir anlatımlar meydana gelir. Yada yatık bir çizgi ve onun k
Devamını göster »