Neden uçurtmalar?

Uçurtmalar!!..

- Neden uçurtmalar?

Belki 100 kişi sordu.

- Neden uçurtmalar da başka bir şey değil?

- Hiççç..

- Nasıl hiç. Mutlaka bir sebebi vardır.

- Hiç işte öylesine..

- Hayret bir şeysin..

- Peki o zaman.. Öğrenmek istermisin?

- Evet söyle hadi..

- Uzun hikaye ama..

- Olsun hadi anlat.

- Uçurtmalar rüzgar gücüyle değilde, rüzgara karşı koyduklarında yükselirler

- Vovvvvv!!..

- İşte bunu sevmiyorum.. Vovvvvv!!.. Ne demekse ne anlama geliyorsa sevmiyorum işte..

Neyse madem merak ettiniz, hadi anlatalım..

Uçurtmalar; bundan yaklaşık 2000 yıl önce tarlada çalışan Çinli bir köylü, şapkası rüzgardan uçmasın diye boynuna ip ile bağlar. Rüzgar aniden şapkasını kafasından atar ve şapka havada uçuşmaya başlar. Çinlinin bu hoşuna gider. Gel zaman git zaman ip uzanır. Şapkaların uçması için şekilleri de değişir. En sonunda uçurtma keşfedilir..

Budist rahipler tarafından uçurtmaların kötü ruhları kovduğu, toprağın bereketini arttırdığı efsaneleri ile dinsel tema da yüklendikten sonra uçurtmalara ilgi artar. Değişik farklı modelleri gelişmeye başlar.

İpek yolunda ticaret yaparken seyahat halindeki tüccarlar da havada bu ilginç uçurtmaları görür. Hoşlarına gider. Çin den Asya ya, Hindistana, Japonya ya götürür satarlar.

13. yy da ise dünyanın gezgini Marko Polo uçurtmaları, efsaneleri ile birlikte Avrupa ile tanıştırır.

Avrupa da ilk başlarda pek önemsenmez ama 18. ve 19. yy da devrin bilim adamları uçurtmaları rüzgar ve hava akımları üzerindeki bilgilerini araştırmak için kullanır. Sonunda Wright Kardesler uçurtmalardan esinlenerek ilk uçağı yaparlar.

1 inci ve 2 inci Dunya Savaşı sırasında, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Rus orduları düşmanların yerlerini belirlemek ve işaretleşmek içinde önemli bir keşif aleti olarak ta uçurtmaları kullanırlar.

Son 50 yılda ise uçurtmalara duyulan ilgi yapımında ripstop naylon, fiberglas ve karbon grafit gibi yeni materyallerle daha sağlam daha hafif daha dayanıklı olmasını sağlanır. Francis Rogallonun kanatlı uçurtması ve Domina Jalbert'in Parafoil uçurtması gibi önemli buluşlar, modern Delta Kanatların ve spor yapmakta kullanılan paraşütlerin gelişimine bir kez daha esin kaynağı olur..

1972'de Peter Powell iki kumandalı stunter adlı bir oyuncağın tanıtımını yapmış ve insanlara çok ilginç gelen bu uçurtma, sadece eğlence için değil de aynı zamanda da bir spor aracı olarak ta kullanılır ve bu dalda ödüllü yarışmaların düzenlenmesine vesile olur.

1980'lerde Yeni Zellandalı Peter Lynn daha büyük ve daha güçlü uçurtmaların çekebileceği, ismine buggy denen üç tekerlekli bir araç yapar ve bunu uçurtma ile yüksek süratte hareket ettirir.

1990'lara gelindiğinde ise tekerlekler üstünde, su kayağı yaparken ya da buz yada kar üstünde kayarken uçurtma uçurmak çok populer hale gelir.

Bu arada meraklılarıda boş durmaz. Gökyüzünde değişik manevra yapabilen, daha hızlı uçabilen ya da karmaşık göze hoş gelen hareketler, numaralar yapan yeni modeller geliştirirler.

2000 li yıllarda ise artık dünyanın her yerinde uçurtmalarla ilgili festivaller düzenlenir. Kulüpler kurulur. Binlerce çeşitli uçurtmalar küçük büyük herkesin en eylenceli oyuncağı haline dönüşür.

Hikayesi kısaca budur..

Tekniğine gelirsek..

Önüne rüzgarı alan uçurtmalara inadına rüzgar itme kuvveti uygularken, kullanıcı da yani bana göre " ELÇİ " görevi yapan kişi de ipi çekerek, çekme kuvveti uygular. Bu inatlaşma sonunda itme, çekme kuvvetini bir arada uygulayarak uçurtma havada kalır. Dolayısıyla uçurtmalar rüzgarın gücü ile değilde rüzgara karşı durduklarından yükselmeye devam ederler.

Uçurtmalar aslında çok şey anlatır insanlara.. Tabi bakmasını bilene..

Güce karşı bir direniştir. Dengedir, ölçüdür, özgürlüktür, sabırdır, barıştır, sevgidir, kardeşliktir, paylaşmaktır, hissetmekdir ve keyftir.

Ahh.. o uçurtmalar bir rüzgar çıkmaya görsün..

Merak mı ettiniz??..

Efendim çift ipli Stunter kullanıcısı olan ben, rüzgarlı her Pazar Yeşilyurt fener önü sahildeyim. Beklerim :)

İpleri tutan biri olarak, elçiye zeval olmaz:)

- İşte bu yüzdendir ki uçurtmalar

Anladınız mı??


Önceki Sayfa

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bu gün Haziran'ın on beşi

Artık nerde bir yıldız kaydığını görsem hep gözlerimi kapatırım

Elif dedim Be dedim