UÇURTMALAR

Bilinç, düşünceyle... Düşünce ise bilgiyle gelişir. Bilgi'de toplumsal olay olduğun göre Bilgisi olmayanın aklıda, vicdanıda olmaz. İşte grup halinde ülkemizdeki türban gerçeğini tartışan taraflar ; 1. Gruptakiler: a- Başı açık, aklıda vicdanıda kapalı olanlar b- Başı açık, aklıda vicdanıda açık olanlar 2. Gruptakiler: a- Başı kapalı, aklıda vicdanıda kapalı olanlar b- Başı kapalı, aklıda vicdanıda açık olanlar Şimdi soralım... Türkiye Cumhuriyeti, demoratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Buna itirazi olan varmı ? Tek cevap:  Yook Bu, T.C anayasasının 2. maddesinde yazılan bu terimin karşısına aklı selim ne sağdan ne soldan ne de herhangi bir etnik kimilikten veya da inançtan muhalefet eden var mı..? Tek cevap:  Yook.. Peki, sorunu yaratanlar bundan nemalanan kimler? Cevap:  Başı açık yada kapalı, aklıda vicdanıda kapalı olanlar... Allah Allah.. Eeee neyi tartışıyoruz o zaman...! Amaaannn... Hiç de benim bu tür insanlarla işim olmaz. Hiç de dinlemek ya da okumak için kıymetli

Eğitimi iletişim fakültesi olan televizyonculuk kendine özgü bir meslek dalıdır. Görevi ise toplumu doğru ve gerçek haberlerle bilgilendirmektir. Gelin görünkü milenyum çağında televiyonlarımızda bir yozlaşmadır aldı başına gidiyor. Bazı batı magazin kanallarından reyting uğruna ülkemize uyarlanan bu tür programlarda insanlarımıza neler neler izletildi. Ve hala izletiliyor. İnsanlar kavga etsin millet seyretsin mantığı ile oluşturulan survivora, biri bizi gözetliyordan, biz evleniyoruza, gelinim olurmusun kaynana Semra'dan tutunda senaristlerin düzmece aşk yaşattığı Tülin, Caner ikilisine, mankenlikten şarkıcılığa, şarkıcılıktan mafya ilişkilerine, töre cinayetlerini işleyen dizilere, 150 kelimeyi bir araya getiripte konuşamayan sunuculara, devri kapanmış fosil olmuş neremi, neremi bir kelimeden oluşan şarkıcı soytarılara, pop starla şöhret olmuş çikata muzculara, IQ ları düşük mahalle kadınlarının dedikodu yaptırıp car, cur bağırdıkları, ahlaki ve hukuki temeli olamayan, haklarını